15 Aralık 2010 Çarşamba

gri


Yiuu artık şapkaları atkıları çıkarmanın vakti geldi. Bu şapkayı annem örmüş dün, bende aksesuar olarak düğme boyadım ama sabırsızlığımdan dikmeden geçiriverdim kafama. Griyi pembe ile olan dostluğundan sebep çok severim. Bu şapkaya da bayıldım.

Dünyanın bütün pembeleri benim olsun!

8 Aralık 2010 Çarşamba

PacMan Paris'te


Pacman'i Paris'te yakaladık. İşte kanıtı :)

Zoo

Benim bir şey yapmam lazım.

bir müzik aleti çalamam.
çünkü; eğer yeni bir beste yapamıyorsam sıkılırım. Hakkını veremiyorsam çalmaya çalıştığım aletin çok sıkılırım. Nota öğrenmek, okumak, varolan bir parçayı çalmak ve sonucunda olursa eğer yeni bir beste yapmak. Bu süreç aylar hatta yıllar alacak. Bu süreçteki istikrarıma güvenmiyorum. Sıkılacağım. Sıkıldıkça çalmaya ara verip soğuyacağım. Soğudukça uzaklaşacağım. Uzaklaştıkça keyif değil sıkıntı duyacağım.

bir hobi ile uğraşamam.
çünkü; zaten 10 yıl grafik okumuşum. Bu tür işleri hobi olarak göremiyorum. Tahta sandık boyayamam. Torun torba sahibi teyzeler gibi, boynuma asılı duran ipinde boncuklar dizili burnumun ucunda duran gözlüğümün arkasından zamanımı harcayamam. Tekniği öğrendikten sonra sıkılırım kendim üstüne bir şey katmak isterim. Akrilikle değil tutkalla boyamayı denemek isterim. Evdeki o iğrenç ne olduğu belirsiz şeylerden nefret ederim. Atamam sonra kocaman yığınlar oluşur. Olmaz. Psikomotor olarak beni en çok seramik etkiler. Seramik atölyeleri de hep acayip yerlerde var çünkü fırın önemli bir faktör, büyük ve çok pahalı. Diğer atölyeler gibi bir bina katına seramik atölyesi yapayım diyemiyorsunuz. Cam işleme atölyeleri, neredeyse şehrin dışında.

dans kursuna gidemem.
çünkü; o minik havasız bina katlarında, oksijensiz yaşayamam. Ciddi olmalıyım bir de lay lay lom olmaz. Bir şeyler yaparken insan düşünebilmeli.

dikiş nakış yapamam.
çünkü; nişantaşında gitmek istediğim bir moda okulu var. Çok ciddi programları, kadrosu. Ama üzülerek söylüyorum: Çok pahalı! www.lasalleakademi.com

Ben dağ tepe gezebilirim, inekleri mıncırıp civcivlere yem sepeleyebilirim. Sabah kümesten aldığım yumurtaları afiyetle mideye indirip, ağaçtan armut toplayabilirim. Odun taşıyabilirim, çıkma tahta balkonda yıldızları seyredebilirim. Ellerimle topladığım çileklerden reçel yapabilirim. Buzağılara karpuz kabuğu yedirebilirim. Mantar toplayabilirim. Biber dolması yapabilirim. Sevebilirim, olduğu gibi.

Avustralya Hayvanat Bahçesine
mail attım, beni kabul ederlerse gidip yeni doğmuş Bengal kaplanlarını biberonla besleyeceğim.

Mis